Su, ahşaba sadece dışarıdan gelen ya da ağacın su iletme işlevinden artakalan bir yabancı madde değil, onun asıl bileşenlerinden biridir. Ahşaptaki suyun bir miktarı (%25-30) ahşap liflerine kimyasal olarak bağlıdır. Ahşaba yöneltilen eleştirilerden biri ahşabın çalışması, yani ıslanma ya da ortam rutubetinin değişmesi ile boyut değiştirmesidir.
Pencelerin dönme sonucu iyi kapanmamaları, ya da yağmur sonrası doğramaların şişerek açılmamaları gündelik hayatta sıkça duyduğumuz şikayetlerdendir. Ancak ahşabın seçimi, kurutulması ve ahşap elemanın tasarımı doğru yapılırsa bu problemler ile karşılaşılmaz. Her malzemenin çalıştığı unutulmamalıdır.
Ahşap ısı ile boyut değiştirmez, ısı ile yumuşayıp sertleşmez. Sadece suyla ve sadece enine kesitlerde bir çalışma söz konusudur. Suyla bile ahşap boyuna çalışmaz. İşte bu nedenle çok büyük açıklıklar geçmede ahşap, tasarımcıya büyük olanaklar sağlar. Ahşap yapı elemanları, gece-gündüz ısı farklarının yarattığı problemlerden etkilenmez. Ahşabın nem ile boyut değiştirirken dönmesi, boyuna kesitinde liflerin düzgünlüğüne dikkat edilerek önlenebilir. Yapılan iş için bu problem çok önemli ise çeyrek kesime başvurulabilir.
Nem Oranı
Ahşabın nem oranı (rutubeti), kurutulmuş ağırlığının yüzdesi olarak ifade edilir. Yani, yarısı kuru ahşap lifi ve yarısı da nem olan bir parça ahşabın nem oranı %100 dür. Bu sebeple, yeşil kerestenin nem içeriği %100 den çok daha fazla olabilir.
Yeni kesilmiş ağaç kururken, içerdiği nemin, kuru ağırlığının %30 u miktarına düşmesine kadar asıl boyutlarını korur. Lif doygunluk noktası (LDN) olarak bilinen bu noktadan itibaren, kurudukça büzülür. Benzer şekilde, kuru ahşaptaki nem maksimum %30 oranına kadar arttığında şişer. Nem oranının, bu oranın üzerine çıkması daha fazla genleşmeye sebep olmaz.
Nem hareketi, sehim (aşağı eğilme), burkulma ve çatlama gibi şekil değişikliklerini de beraberinde getirebilir.
Ortamın bağıl rutubet değişiklikleri ahşabın nem oranını ve boyutsal hareketini etkilese de, özellikle dış cephede kullanılan ahşap için asıl etken yağmur sularının ahşabın içine girmesidir. En önemli yol da enine kesitlere ait yüzeylerdir. Bunlar boyuna kesitlere ait yüzeylerin yüzlerce katı su emme kabiliyetine sahiptirler. Düşük geçirgenliğe sahip türlerde, yatay kesitten suyun girmesi yalnızca hafif ve yerel bir ıslanmaya neden olurken; geçirgenliği yüksek ağaçlarda (yumuşak ahşaplarda) nem dağılımı hızlı ve oldukça fazla olmaktadır. Kolaylıkla, %100’ün üzerindeki rutubet seviyelerine ulaşılabilir. Ahşap ne denli dikkatli bir şekilde kurutulursa kurutulsun, nem alması, çürümeye karşı önkoruma işlemi uygulanmış bile olsa, ahşabın özelliklerinde boya tutma kabiliyetini de etkileyecek değişikliklere sebep olacaktır. Bu nedenle özellikle ahşabın, doğrudan suyla temas halinde olduğu dış cephelerde sıvı suyun geçişine karşı koyan ancak buhar halindeki suyun dışarı doğru çıkışına izin veren mikrogözenekli boyalar kullanılmalıdır.
Yerden Isıtmalı Zemin: %6-10
Sürekli Isıtmalı Zemin: %9-12
Sürekli Isıtmalı İç Mekan Doğraması: %8-12
Kesintili Isıtmalı İç Mekan Doğraması: %10-14
Dış Mekan Doğraması: %13-19
Taşıyıcı Yapı Elemanı: %16-20
Ahşap malzemeden istenen verimin alınabilmesi için uygun nem oranına kurutulmuş olması gerekir. Bu da kurutma işleminin uygun koşullarda ve doğru yapılmasıyla ilgilidir. Su; ağacın hücre boşluklarında serbest durumda, hücre duvarlarında da öz içine nüfuz etmiş olarak bulunmaktadır. Kurudukça, öncelikle serbest su kaybedilir. Yaklaşık olarak %30 nem içeriğinin biraz daha altına kadar lifler doymuş ve şişmiş olarak kalır. Daha sonra kuruma, kademe kademe gelişen çekme olayına neden olur.
Kurutma Yöntemleri
Kurutma işlemi açık havada veya fırında gerçekleştirilebilir. Ancak doğal kurutma (havada kurutma) uzun sürede yapılabilen ve koşulları zor bir işlemdir. Özellikle %20’nin altındaki nem içeriklerine ulaşmak için fırında kurutma gerekmektedir. Fırında kurutma işlemi için kullanılan çeşitli yöntemler vardır, ancak işlemin esası tüm yöntemlerde ortaktır ve kurumanın uygun nem oranında kalacak şekilde kontrol edilmesi gerekir. Bu durum, yapay işlemlerde olduğu kadar doğal kurutma için de geçerlidir. Fırında kurutmanın önemli bir ek avantajı ahşapta bulunan nem oranının kontrol altında tutulmasını ve kurutma esnasında reçinenin dışarı atılmasını sağlamasıdır. Reçinenin kurutma esnasında dışarı atılması; boyamada karşılaşılan reçine kusması problemini azaltır. tuzker®, müşterilerine ISPM 15 standartlarında Isıl İşlemle kurutulup sterilize edilmiş ahşaplar sunmaktadır.
Kerestenin Bakımı
Son kullanımına uygun nem oranında kurutulmuş kereste, nem değişimleri minimumda kalacak şekilde depolanmalıdır. Yeterli miktarda kapalı ve kuru bir zeminde yığınlanan kereste, nem içeriğinde çok büyük bir değişiklik olmaksızın bir veya iki hafta depolanabilir. Ancak, ağacın cinsine göre aldığı nem değişir. Döşeme, doğrama, mobilya ve daha düşük nem içeriği olan ahşabın, mümkün olduğu kadar, inşaat kuruduktan sonra yerleştirilmesi gerekmektedir.
Yoğunlaşma
Ahşap üzerinde yoğuşma, ender rastlanan bir durumdur. Ahşabın yalıtım özelliği, yoğuşma problemini ortadan kaldırır, ancak tasarımla ilgili eksiklikler dolayısıyla problemlerle karşılaşılabilir. Ahşabın diğer malzemelerle yan yana kullanılması sonucu ortaya çıkacak problemler ahşabı da etkileyebilir. Örneğin çatı yüzeylerinin altında veya ahşap ile temas halinde olan metal elemanlarda yoğuşma meydana gelebilir, her iki durumda da, ahşabın ıslanmasına ve rutubetinin yükselmesine neden olabilir.
Çoğu ağaç türü ve ahşap paneller, kısa süreli veya kesikli nemlenmeye, herhangi bir yapısal zarar görmeksizin dayanabilirler, ancak muhtemelen görünümleri değişir. Bu konuda istisnalar vardır. Neme dayanıklı olarak üretilmeyen paneller, geri dönüşü mümkün olmayan şekilde şişer ve mukavemetlerini büyük oranda kaybederler. Neme dayanıklı paneller de şişerler ve belirli ölçüde mukavemetlerini kaybederler, fakat kuruduktan sonra eski hallerine geri dönerler. Ahşap ıslandıktan sonra, çabuk kurumazsa çürür. Doğal dayanıklılığı yüksek ağaç türlerinin seçilmesi ya da ön koruma, çürüme sorununu çözer. Ancak hiçbir önlemin doğru tasarım ve uygulamanın alternatifi olmadığı unutulmamalıdır.